MHP İL BASIN SÖZCÜSÜ ÇAĞLAR BALCILAR :İMRALI’NIN SESİ KESİLMELİ, PKK’NIN KÖKÜ KAZINMALI!

MHP İl Basın Sözcüsü Çağlar Balcılar yaptığı açıklamada PKK terör örgütünün hain saldırıları milletimizin tahammül ve sabır sınırını aşarak vahim bir noktaya ulaştığını söyledi.
Balcılar Açılamasına şöyle devam etti;
Türk milletinin birliğini ve bin yıllık kardeşliğini baltalamaya çalışan kirli cinayet şebekesi ve siyasetteki uzantıları huzursuzluğun ve istikrarsızlığın başlıca nedenleri olmuşlardır.
AKP hükümetinin bugüne kadar gösterdiği kayıtsızlık, ihmal ve tolerans bölücü terörün ideolojik ve lojistik ikmal kanallarını açık tutmuş ve önündeki pürüzleri birer birer kaldırarak tutunduğu zemini güçlendirmiş, artık açık bir şekilde özerklikten ve bağımsızlıktan bahsedilmeye başlanmıştır.
Maalesef şehitlerimizin artmasıyla hükümet tarafından gelen kararlılık beyanları şu ana kadar etkili bir sonuç doğurmamış, milletimiz öldürülen teröristlerin istatistikî bilgisinden başka bir gelişmeye şahit olmamıştır.
Başbakan Erdoğan’ın; ‘bıçak kemiğe dayandı’, ‘sabrımız tükendi’ açıklamalarıyla süslediği günü kurtarmaya dönük sözleri bölücü terör çetesini ve hain eylemlerini durduramamış ve şehadetleri engelleyememiştir.
Ne acıdır ki Türkiye, kimi zaman bir halı sahada top oynarken kalleşçe; kimi zaman da yolda yürürken ensesinden alçakça vurulan evlatlarımızın şehit edildiği güvensiz, karanlık ve saldırganların köşe başını tuttuğu bir ülke haline gelmiştir.
Tunceli’de bir polisimizle bir öğretmenimizin şerefsizce katledilmesinin ardından Şemdinli ve Pazarcık’ta halı sahaya düzenlenen saldırılarda verdiğimiz şehitler acımızı ve üzüntümüzü daha da derinleştirmiştir.
Bu vesileyle Cenab-ı Allah’tan tüm şehitlerimize rahmet, gözü yaşlı ailelerine ve milletimize sabır ve başsağlığı, yaralı olup da hala tedavi görenlere acil şifalar diliyorum.
Meclis’te temsil imkânı bulmasına rağmen; Kandil ve İmralı’nın iki tarafından tutarak kukla olarak kullandığı bölücülüğün siyasi adresi, her fırsatta zehirli niyetini göstermekte ve gittikçe cüretleşen bir tavır takınmaktadır.
Bu kapsamda BDP’nin geçtiğimiz hafta sonu PKK paçavraları eşliğinde yapılan kongresinde, İstiklal Marşımız yerine terör örgütünün sözde marşı çalınmış, ölen PKK’lılar için saygı duruşunda bulunulmuş ve Türk milletine açıkça meydan okunmuştur.
Rezaletler ve küstahlıklar bununla da sınırlı kalmamış; vatan evlatlarını şehit eden canilere saygı duruşu yapılmış, bunlara destek mesajları verilmiş ve Mehmetçikle militan aynı seviyede gösterilmiştir.
Bu ibretlik dehşet tablosu karşısında, Cumhuriyet savcılarının yürüttükleri soruşturmayı derinleştirerek çekinmeden terör propagandası yapanlara hukuk devletinin icaplarını yerine getirmeleri zorunlu bir hal almıştır.
AKP’yle birlikte kökleşen, ‘yapanın yanına kar kalan’ anlayışı değişmeli, bölünmez bütünlüğümüzü ve milli yeminlerimizi çiğneyenlere ne gerekiyorsa yapılmalıdır.
Türkiye çadır devleti, Türk milleti de rastlantıların bir araya getirdiği dönemsel bir kalabalık değildir.
Türk vatanını; her önüne gelenin dikleneceği, hakaretler yağdıracağı, kafasına göre ayrılma hesapları yapacağı derme çatma bir yer olarak görenler milletin demir yumruğunu kafalarında mutlaka hissetmelidirler.
AKP azdırdığı, heyecanlandırdığı ve umutlandırdığı bölücü mihrakların ve cinayet örgütünün tehditleri karşısında geri adım atmamalı ve aldığı millet iradesinin gereğini yerine getirmelidir.
Bilinmelidir ki, bu son gelişmeler hem ülkemiz hem de milletimiz açısından kırılma ve tarihi bir sapmadır.
Nitekim Türkiye’nin bölücülük ve terör yükü taşınamayacak kadar ağırlaşmış ve millet hazinesinin yağmalanarak dağılması artık an meselesi haline gelmiştir.
Etnik alt kimliklerin dar kültürel ve siyasal alanda kümelenmesi maalesef asırları aşan Türk milleti gerçeğini bozguna uğratma riskini çoğaltmıştır.
Türk milleti ayrışmayı da aşan ve bölünmeye giden bir sürecin içine hapsedilmişken, hükümetin bekleyecek ve oyalanacak bir anı bile kalmamıştır.
Ecdadımızın sınırlarını kanlarıyla çizdiği vatan coğrafyası üzerinde hıyanet emellerini uygulamaya cesaret edenlerin hakkında gelmek en başta siyasi sorumluluk taşıyan AKP’nin haysiyet ve namus meselesidir.