KURBAN ANLAYIŞININ SULANDIRILMASI
Kurban bayramı yaklaşırken kurban tartışmaları da başladı.
Bazı TV kanalları ve bazı gazeteler ‘’Kurban kesme bağış yap’’ yönlendirmesi yaparak, Van depremine, Gazze’ye, Somali’ye kurban paralarının bağışlanması için bir gayret içindeler.
Elbette ki Van depremine de, Gazze’ye de, Somali’ye de bağış yapılmalı ama, İslam inancına göre bağışın kurban yerine geçmeyeceği gerçeği de apaçık ortada.
Kuran’ı kerimde kurban bahsi bir şekilde geçmekte, ama kurban kesmenin çerçevesinin net olarak çizilmediği için Hanifi mezhebine göre kurban kesmek Farza yakın bir inanış olan Vaciptir, İslam’ın diğer mezheplerine göre ise kurban kesmek Sünnettir.
Kurban kesmenin tarihçesine gelince, kurban kesme inancı Hazreti Adem’le başlar, Budistler Rean Karnosyana inandıkları için kurban kesmezler, diğer bütün dinlerde kurban kesme inancı mevcuttur, İslam’da ise ilk kurban Hicretin ikinci yılında Medine’de Peygamber Efendimiz tarafından kesilmiştir.
Hal böyle iken, kendilerini İslam uleması olarak lanse eden bazı İlahiyatçılar ‘’Kurban kesme bağış yap’’ yönlendirmesi yapmaktalar, hatta daha da ileri giderek 4 Halifenin kurban kesmediğini iddia etmekteler.
Halifelerin kurban kesmediği iddiasına gelince, Hazreti Ömer döneminde Arabistan’da bir yıl aşırı bir kuraklık yaşanmış, buğday yetişmemiş, hurma tutmamış ve çok sayıda deve susuzluktan telef olmuş, Hazreti Ömer’de bu ağır şartlar karşısında hacı adaylarını kurbanlı hac uygulaması olan Haccı Gran ve Temettü uygulaması yerine, kurban kesme mecburiyeti olmayan İfrad hac uygulamasına yönlendirmiş, 4 Halife hiç kurban kesmedi safsatasının aslı astarı böyle.
Bu sözde İslam ulemaları Hazreti Ömer dönemindeki kuraklık ve uygulamadan yola çıkarak, Van depremi de Türkiye’yi ekonomik olarak sarstı benzetmesi yapma gayreti içindeler, oysaki bu ülke 1999 yılında İstanbul İzmit Sakarya Yalova Bolu ve Düzce’yi içine alan çok büyük bir deprem yaşadı, ama 1999 da ‘’Kurban kesme bağış yap’’ yönlendirmesi yapılmadı, 1999 da yapılmayan bu yönlendirme bu gün hiç yapılmamalı.
Bu büyük devlet, bu büyük millet, Kurbanını da kesecek, bağışını da yapacak, fakirini de kurban etiyle doyuracak güçtedir.
‘’Kurban kesme bağış yap’’ yönlendirmesi yapan bu sözde İslam ulemalarının bu yönlendirmeleri ‘Kokofoni’ dir.
Kurban bahsine girmişken bir not daha düşelim.
Kurban bayramı aynı zamanda hac dönemidir, bir kurban kargaşası da burada yaşanmaktadır.
Hacı adayı hacda kurban kesdiğine göre, memleketteki hanesinde kurban kesme mecburiyeti varmıdır meselesi bir çok hacı adayının kafasında soru işareti oluşturmakta.
Hacda kesilen kurban hac ibadetiyle ilgilidir, bu kurbanın adı ‘Hedi’ kurbanıdır, yani hediye kurbanıdır, bir şekilde şükür kurbanıdır ve hac ibadetinin bir parçasıdır.
Hacı adayı seferi olduğu için kurban kesmek Vacip değil gibi algılansada, işin en efdal olanı İfrad hacısına kurban düşmediğine göre, Haccı Gran ve Temedtü hacılarının vekalet yoluyla memleketdeki hanesinde kurban kestirmesidir.
Yoruma açık olan bu konuda, benim acizane yorumum böyle.