Gündem

MESCİD-İ NEBEVİ'DE NELER OLUYOR

Peygamber Efendimizin elleriyle yaptığı Mescid yıkılacak mı?
Medine’ye güzellik veren ve Medine’nin adını ” Taıba Medine” olarak İslam tarihine not düşüren Mescid-i Nebevi, bir diğer adıyla Mescid-i Nebi, yani Peygamber mescidi yıkılıyor mu?
Bir Rus gazetesinin Mescid-i Nebevi yıkılıyor haberi, İslam aleminde dalgalanmalara ve üzüntüye sebep oldu.
Mesele İslam aleminin  Rus gazetesine çok güvenmesinden kaynaklanmıyor, Suudların tarihi eserler konusunda duyarsız olması, İslam Tarihi Araştırmacısı Talha Uğurluel’in araştırmasına göre Mekke ve Medine’de Tarihi eserlerin %95’nin yıkılarak yerlerine oteller ve saraylar yapılması, üzüntü ve dalgalanma, Suudların tarihi eserler konusunda çok kötü imtihan vermesinden kaynaklanıyor.
Suudların tarihi eserlerin yıkma konusundaki çok kötü imtihanını örnekleyecek olursak, Kabe’nin bitişiğindeki, Kabe’yi koruma amaçlı Osmanlı’lar tarafından yapılan Ecyat Kalesinin yıkılarak yerine 50 katlı bir otel yapılması ve Kutsal Kabe’nin gölgelenmesi örneklerden sadece birisi, daha yüzlerce örnek var, mesela  ben 2009’da Mekke’nin Şişe Bölgesinde bir Osmanlı kışlasının yıkılışına bizzat şahit oldum.
Mescid-i Nebevi’yi konu almışken, Mescid-i Nebevi hakkında bazı notlar düşelim.
Mescid-i Nebevi Peygamber Efendimizin Medine’ye Hicreti’nden sonra İslam tarihinde ilk mescid olan Medine’nin yakın mesafesinde Kuba’da yaptırıldı ve Peygamber Efendimiz kısa bir süre Kuba’da yaşadı, Peygamber Efendimizin Kuba’dan Medine’ye gelişinde Medine halkı Peygamber Efendimizi misafir etmek için bir biriyle yarıştılar ve sonunda Peygamber Efendimizin devesinin hakemliğine başvuruldu ve deve Eyüp Ensar’ın (Eyüp Sultan) evinin önüne çökmesiyle Peygamber Efendimiz Eyup Ensar’ın (Eyüp Sultan) evinde misafir edildi ve daha sonra Eyüp Ensar’ın evinin yakın mesafesine Mescid-i Nebevi yapıldı ve bu mescid İslam aleminin Kabe’den sonra ikinci en büyük ve ikinci kutsal mescididir.
Mescid-i Nebevi’nin kutsallığının başında Peygamber Efendimizin alın teri göz nuru gelmektedir, bir diğer önemli özelliği de Kuran Mukabelesi Peygamber Efendimiz ve Cebrail arasında burada başlamış, burada bitirilmiştir.
Mescid-i Nebevi’nin yapısı hakkında notlar düşecek olursak, Mescid-i Nebevi  açık ve kapalı alan dahil 400 bin kişi namaz kılma kapasitelidir.
Peygamber  Efendimiz, Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer’in mezarları Mescid-i Nebevi içerisindedir, Peygamber Efendimiz ve 4 halifeden sonra Mescidin genişlemesinde Emeviler, Memluklular, Abbasiler ve Osmanlıların katkıları olmuştur, ama en büyük genişleme payı, Kubbelerin büyük bölümü Osmanlılara aittir.
Mescid-i Nebevi’nin son halkası olan Babüsselam ve Cibril kapısının tokmakları üzerinde Sultan Abdulmecid’in tuğraları hala yer almaktadır.
Mescid-i Nebevi’nin en büyük özelliklerinden biriside, Hz. Osman döneminden sonra Mescid-i Nebevi kıble yönünde hiç genişletilmemiştir, genişleme başka yönlere kaydırılmıştır, bugün Mescid-i Nebevi’nin İmamı Hz. Osman’ın mihrabında imamlık yapmaktadır.
Mescid-i Nebevi’nin kutsallığı, tarihi özelliği, yapı özelliği böyle.
Gelelim Mescid-i Nebevi’yi yıkma meselesine..
Mescid-i Nebevi Kabe kadar kalabalık değil, 400 bin kişilik namaz kapasitesi aslında yeterli, Mescid-i Nebevi’yi yıkmaya da genişletmeye de hiç gerek yok, hacılara, umrecilere inşaat sıkıntısı yaşatmaya da hiç gerek yok, ama mutlaka bir genişleme gerekiyorsa, Mescid’in kıblesine dokunulmadan, Hz. Osman’ın Mihrabı bozulmadan, çekirdek mescid dediğimiz Sultan Abdulmecid dönemine kadar olan bölüme hiç dokunulmadan, sonradan yapılan ilaveleri yıkarak, Kıblenin ters istikametine bir genişleme yapılabilir.
Tarih kokan, İslam kokan ve Peygamber kokan bir Mescid-i Nebevi’nin yıkılacak olma haberi benim içimi yakıyor, ama bu mesele karşısında benim sesim ancak kalemimin cürmü kadar çıkıyor.
Suudların 1926’da Ecyat Kalesini ve Kabe’deki Osmanlı Revaklarını yıkma teşebbüsü karşısında, Atatürk’ün ” Beni Oraya İndirmeyin” mesajı karşısında, Suudlar, 2002 yılına kadar Ecyat Kalesine dokunamadı, Osmanlı Revakları ise hala ayakta, İslam Alemi bugün Mescid-i Nebevi meselesinde Türk Hükümetinden Suudlara karşı bir Atatürk çıkışı bekliyor.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu