Eğitim

BİLTEPE OKULLARINA, PAPAZDAN ÖZÜR MESAJI

(Biltepe İlköğretim Okulu Müdürü Duran İSAOĞLU’nun Romanya Gezisiyle ilgili olarak kaleme aldığı yazıyı yayınlamaya devam ediyoruz.)
Sabah saat 10.30’da proje ortağımız okula gidiyoruz. Okul Müdürü İOAN, öğretmenler ve  öğrenciler  bizleri okulun girişinde karşılıyorlar. Biltepe grubunu, trende  karşılayan, bir süre İstanbul’da oturan, kendi kendine gazete okuyarak, televizyon izleyerek Türkçe’yi öğrenen, bizlere gönüllü tercümanlık yapan Marinela’nın bir günlüğüne ailesinin yanına gidişi nedeniyle arkadaşlarımızla sözlü iletişim sorunu yaşasak da  karşılıklı kullandığımız jest ve mimiklerle biri birimizi anlayabiliyoruz.Biz misafirlere ikram etmek için odamızdaki masalara  yine meyve koymuşlar.
Öğretmenlerin hareketlerinden, okulda bir hazırlığın olduğu anlaşılıyor. İngilizce öğretmeni arkadaşımız Önder SAYMAN vasıtasıyla, biraz sonra Polis-okul organizesinde öğrenciler arası bisiklet yarışı yapılacağını öğreniyoruz. Sahada hakem görevini polislerin üstlendiği anlaşılıyor. Yarışma başlıyor, ancak hakem polis, seyirci öğrencilerin sessizlik içinde yarışmayı izlemesi gerektiğini söylüyor. Öğrencilerin yarışmayı izleme sessizliğini, sınav salonundaki sessizliğe benzettim. Yarışma bitti, jüri polisler değerlendirmeyi yapmak üzere müdür odasında bir araya geldiler. Kendilerine yarışma ile ilgili soru yönelttiğimizde bize karşı çok resmi davranış içerisine girdikleri gözlendi. Polislerde; okul çalışanlarının, öğrencilerin hatta halktan tanıştığımız kişilerin yakınlığını  hissedemedik.
Bisiklet yarışması devam ederken, tercümanlık yapan arkadaşımız Marinela’nın aramıza katılması iletişimimizi kolaylaştırdı. Okulda çalışan memure hanımları odalarında ziyaret ederken bir sürprizle karşılaştık; bazı öğretmenler ve memurlar sitemize attığımız yazıyı ve resimleri incelemişler, bu yazıyı Romence’ye çevirmişler. Bu yazıda; kendilerinden, gözlemlerimizin objektif anlatılmasından dolayı bizlere teşekkür ettiler.
Dünkü yazımızda; kilisede gerçekleştirilen şehitler günü törenine katıldığımızdan, töreni yöneten papazın konuşmasında bizlere hoş geldiniz, dediğini; törenin ikini bölümünün yapıldığı kilisenin içine girmemize müsaade etmediğini belirtmiştik. Öğretmenler ve bazı kişiler Papaz’ın davranışının yanlışlığını söylemişler, bunun üzerine Okulun müdür yardımcısı Maria DOROFTTEİ vasıtasıyla Papaz’ın özür mesajını aldık. Papazın öğretmen eşi  o gün kü törende öğrencilere ilahi okutmakla görevliydi. Bu özür dileme olayında Papaz’ın eşinin etkili olduğunu düşünüyoruz.
Okulun  bir kız öğrencisinin, yanımızda taşıdığımız Türk bayrağını, öğrencilerimizden alıp sevgiyle bağrına bastığına tanık olduk.  Türkiye’ye dönerken bayrağı kendisine hediye edeceğimiz sözünü verdik.
Öğretmenlerin öğle yemeği için hazırladıkları aperatif  yiyecekleri iştahla yedik, hazırlanan yemeğin türü hiç önemli değil, ev sahibi okulun yönetici ve öğretmenlerinin ilgisi, yüzlerindeki tebessüm, bizlere karşı gösterdikleri sevgi gösterisi her şeyi değer diye düşünüyoruz. Romen halkı gerçekten misafirpervermiş, diyoruz.
Öğle yemeğinden sonra okul müdürü İOAN’ın talimatıyla, müdür yardımcısı Maria DOROFTTEİ ve tercümanımız Marinela rehberliğinde, bulunduğumuz kasabaya 6o Km uzaklıktaki Tg. Neami şehrine gitmek üzere yola çıkıyoruz. Öğretmen arkadaşımız, öğrencilerle servis aracında, bizler de tercümanımızla müdür yardımcısı DOROFTTEİ’nin arabasıyla yolculuk yapıyoruz. Yol boyunca müdür yardımcısı arkadaşımla eğitim öğretim üzerine sohbet ediyoruz. Kasabadaki dört okulun yönetimi bizim proje okulunun müdür ve yardımcısı tarafından yönetiliyormuş…… Konu eğitim öğretim olunca yol boyunca hiç sıkılmadık.
Gezimizin ilk  durağında, ‘’Gradana Zoologıca Dranagos Voda’’ hayvanat bahçesine uğruyoruz. Burası Türkiye’deki hayvanat bahçelerinden çok farklı;  geniş otlaklar, gölet;  her yer ala bildiğince uzun ağaçlarla çevrilmiş ormanlarla kaplı. Dünyada nesli tükenmiş 3 adet Zimbrol 50 dönüm otlakta geziniyor. Diğer hayvanlar, her hayvanat bahçesinde görülebilen hayvanlara benzediği için anlatma ihtiyacı duymuyoruz.
Öğrencilerimizin bazı ihtiyaçlarını karşılaması için Tg. Neami şehrine giriyoruz, şehir bakımlı ve temiz bir şehir. Arkadaşlarıma, şehrin yönetimini sordum. Her şehirde kaymakam ve Vali yokmuş, buradaki yönetimin  başı Belediye başkanıymış.
Proje okulun müdür yardımcısı DOROFTTEİ Hanım, buraya gelip Çetate Kalesini görmemek olmaz dedi. Öğrencilerimiz kale girişindeki turistik eşya stantlarını ziyaret ederken, Sadi YİĞİTOĞLU arkadaşımız da geziye çıkmadan önce Romanya tarihi ile ilgili olarak topladığı bilgileri bizlerle paylaşıyor. Kale; 1520-1771 yılları arasında Eflak -Boğadan Beyliğine  bağlı iken Osmanlı  İmparatorluğuna vergi ödemiş. Kalede doya doya inceleme yapıyoruz, bol bol resimler çektiriyoruz, bizler gibi kale ziyaretine gelen okulların öğretmenleriyle tanışıyoruz.
Kalenin çıkışında, tarihi eserlerle ilgili belge fofokopileri satan COSTANTİN’le tanışıyoruz. COSTANTİN’in şu sözüyle gurur duyuyoruz: ‘’ 1520-1771 yılları arasında Türkler bizim dinimize karışmadı, bizden sadece vergi aldı, Türkler zamanında gördüğümüz huzuru, rahatlığı hiçbir zaman görmedik.’’
Bu günkü gezimizde Romen Üniversite öğrencisi ALİNA da esprileriyle, sevecenliği ile gezimize renk kattı, teşekkürler ALİNA.

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu