2 asırlık “Su değirmeni” lezzet öğütüyor
kadirli ilçesinde adeta yıllara ve teknolojiye meydan okuyan iki asırlık su değirmeninin çarkı, dördüncü kuşak torun tarafından döndürülüyor.
Emekli olduktan sonra doğduğu Değirmendere köyüne yerleşen 55 yaşındaki Alparslan Püsküllüoğlu, yaklaşık 200 yıllık su değirmenini, beşinci kuşağa aktarmak için işletiyor.
Dere yatağına yapılan, zamana ve teknolojiye direnen su değirmeninde, çevre köy ile yaylalara gelenlere hizmet veriliyor.
Püsküllüoğlu, çevresiyle 2 bin metrekareyi kapsayan, kesme taştan su değirmeninin iki asır önce bölgede yaşayan dedesinin amcası tarafından yapıldığını söyledi.
Değirmeni daha sonra dedesi ve amcasının satın aldığını belirten Püsküllüoğlu, ardından dedesi ve kendisinin burayı işlettiğini anlattı.
2010 yılında babasının bıraktığı ve 4 yıl atıl durumda bulunan değirmenin çarkını kendisinin döndürdüğünü ifade eden Püsküllüoğlu, “Şu gördüğünüz değirmenin ben 4. kuşak işletmecisi durumundayım. Yaklaşık 200 yıllık bir geçmişi bulunmaktadır. İlk kurulduğu günden bu yana çürüyen ağaçlar ve yıkılan duvarlarda tadilatlar yapıldı. 1978 yılında saç değişikliği, 2000 yılında da iç değişikliklerde tadilatlar yapıldı. Babam 2010 yılında işletmeyi bıraktı, bir süre atıl durumda kaldı. Emekli olduktan sonra ben yeniden çalıştırmaya başladım.
Su değirmeni için, güç alabileceği yer seçilir. Buradaki suyun adı Keşiş çayıdır. Andırın ilçesi Rifatiye köyü su kaynağından geliyor. Şu anda gördüğümüz sadece un öğütmektedir. Dövme değirmenimiz çalışmamaktadır. Su değirmeni tek kat ve tek oda olur. 2 taşı bulunur, üstteki döner, alttaki ise sabittir. Taşın ortasında 15-16 cm çapındaki bir delik çapı bulunmaktadır. Bu taşın özellikleri vardır, ancak taş ustaları bulabilir. Değirmenin üst kısmında buğdayı dökme yerine Sepetla çanağı “sepetla- sepetlik” denir. Aşağıya doğru indikçe; çakıldak, taşlar, çark (per) mil (Meşe ağacından yapılır) tuş (metaldir), ayar ağacı, abara (havuz) bulunmaktadır. Değirmenin alt kısmında suyun çevirebilmesi için çarkın hareket etmesi ile birlikte üstteki taş dönmeye başlar. Kaç kilo buğday çanağa konulursa o kadar un alınır. Un öğütme kişilerin değirmene geliş sırasına göre sırasını bekler. Hizmet sonunda Şinik ölçüsüne göre hak alınır. Bu gördüğünüz Su değirmeninde; un, bulgur, mısır unu, yarma ve zavar öğütülür. Şu anda buğdaydan un öğütme işlemi yapılmaktadır.”
Değirmeni yaşadığı sürece çalıştıracağını, kendisinden sonra yakınlarının bu işi sürdüreceğini belirten Püsküllüoğlu, bu tarihi yapının geçmişle gelecek arasında köprü olduğunu kaydetti.
Vatandaşlardan Hüsne Püsküllüoğlu da yıllardır buğdayını bu değirmende öğüttüğünü anlattı.
Su değirmeninde öğüttüğü undan ekmek ve çörek yaptığını anlatan Yılmaz, “Bu yörede başka değirmen bulunmuyor. Burada öğütülen un güzel oluyor. Ekmek, çörek ve börek lezzetli oluyor. Değirmenin her zaman yaşamasını istiyoruz.” diye konuştu.
Turna yaylasından Yunus Koca ise merkep üzerine yüklediği buğdayı 3 kilometrelik yolculuk sonrası değirmene getirdiğini ifade ederek, öğütülen unun lezzetli olduğunu kaydetti.
Menderes Özat