HEMŞEHRİMİZ PAMPAL DÜNKÜ DEPREMLE İLGİLİ AÇIKLAMALARDA BULUNDU

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bölgedeki sismik hareketlilik yakından takip edilirken, yaşanan 4,1 büyüklüğündeki depremin ardından Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Süleyman Pampal’dan dikkat çeken bir uyarı geldi. Pampal, bölgede Savrun Fayı’na odaklanıldığını ancak onu kesen doğu-batı yönlü çok sayıda aktif fay bulunduğunu belirterek, bu fayların da ciddi tehlike oluşturduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Pampal, Feke, Yardibi, Minnetli ve Göksun arasında doğu-batı doğrultulu aktif fayların bulunduğunu, bu fayların Savrun Fayı’nı dik şekilde kestiğini söyledi. Bu kapsamda kendi haritalandırdığı ve isimlendirdiği Akçalıuşağı ve Bozdağanuşağı faylarının geçtiğimiz yıl 5,5 büyüklüğünde iki ayrı deprem ürettiğini hatırlattı.
‘HAREKETLİLİK SÜRÜYOR, DİKKATLİ OLUNMALI’
Son olarak 4,1 büyüklüğünde meydana gelen depremin de Savrun Fayı’nı kesen aktif faylardan biri üzerinde gerçekleştiğini belirten Pampal, “Akçalıuşağı Fayının uzantısı Sumbas’ın biraz kuzeyine uzanıyor. Akçalıuşağı ile Bozdağanuşağı fayları birbirine çok yakın. Bir iki ay önce yine bu bölgeye yakın 3,9 büyüklüğünde bir deprem daha olmuştu. Burada bir hareketlilik var. Daha önce de bunu gündeme getirmiştim. Dikkatli olunması gerekiyor” dedi.
Depremlerin, Minnetli ve Kozan çevresinde geçmişte de görüldüğüne dikkat çeken Pampal, doğu-batı yönlü bu fayların, bölgede olası yeni depremler için göz ardı edilmemesi gerektiğini ifade etti.
“BÖLGEDE 6 İLA 6,5 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM ÜRETEBİLECEK FAYLAR VAR”
Bölgedeki sismik hareketliliğe dikkat çeken Prof. Dr. Süleyman Pampal, son depremlerin ciddi bir uyarı niteliği taşıdığına işaret ederek, “Bu hareketlilik bize şu mesajı veriyor; bölgede 6 ila 6,5 büyüklüğünde deprem üretme potansiyeli olan aktif faylar var” dedi.
‘ARAZİ ÇALIŞMALARINDA YENİ BİR AKTİF FAY TESPİT ETTİM, SON DEPREMİN OLDUĞU YERE YAKIN’
Prof. Dr. Süleyman Pampal, özellikle kendi haritalandırdığı ve isimlendirdiği Akçalıuşağı ve Bozdağanuşağı faylarının bölgede dikkatle izlenmesi gerektiğini söyledi. Bu iki fayın, daha büyük bir ana fayla birleşmeden bağımsız şekilde uzandığını vurguladı.
Ayrıca Prof. Dr. Pampal, bu yaz yaptığı arazi çalışmalarında yeni bir aktif fay daha tespit ettiğini de açıkladı: “Gezid Dağı Fayı adını verdiğim bu fay da aktif. Dün meydana gelen 4,1 büyüklüğündeki depremin olduğu yere çok yakın, Sumbas’ın yaklaşık 20 kilometre kuzeyinde yer alıyor.”
SAVRUN FAYI AÇIKLAMASI: “AKTİF DEĞİL, 7 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM ÜRETMEZ”
Prof. Dr. Süleyman Pampal, Savrun Fayı üzerine yapılan yorumlar konusunda meslektaşlarıyla fikir ayrılıkları yaşandığını belirterek, “Bu fay aktif değil, 7’den büyük deprem üretmesi beklenmemeli” dedi. Fay hattının sahada yapılan detaylı çalışmalarla incelendiğini vurgulayan Pampal, kamuoyunu gereksiz yere endişeye sevk eden yorumlara karşı uyarıda bulundu.
‘SAVRUN FAYI KIRILACAK VE ADANA YIKILACAK’ DENİLDİ AMA…
6 Şubat depremlerinin ardından bazı uzmanların, Göksun’dan Kozan’a uzanan ve “Savrun Fayı” olarak bilinen fayın kırılacağını, 7’den büyük bir deprem üreteceğini ve Adana’yı yıkacağını iddia ettiğini belirten Prof. Dr. Süleyman Pampal, bu görüşlere katılmadığını açıkladı: “Bu benim doktora tezimin konusu, çalışma saham. Bu alanda yıllardır çalışan bir bilim insanı olarak söylüyorum: Savrun Fayı aktif değil”
Adana’da bu iddiaların ardından oluşan tedirginlik nedeniyle pek çok konferans verdiğini ve halkı bilimsel veriler ışığında bilgilendirmeye çalıştığını kaydeden Prof. Dr. Pampal, fayın sahada incelendiğini ve iddiaların aksine büyük bir deprem üretme potansiyeli taşımadığını ifade etti.
‘FAY ÜZERİNDE ÇOK ÇALIŞTIM, HALEN SAHADAYIM’
Depremin hemen ardından Savrun Fayı üzerinde sahada çalışmaya başladığını belirten Prof. Dr. Süleyman Pampal, “Deprem sonrası fay üzerinde çalıştım. Bu yaz da iki ay boyunca çalışmaları sürdürdüm. Şu anda da sahadayım” dedi.
Yapılan gözlemler ve jeolojik veriler doğrultusunda fayın aktifliğini yitirmiş durumda olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Pampal, “Bu fay yaklaşık 30 milyon yıl önce oluşmuş. Uzun süre aktifliğini korumuş ama bugün artık aktif değil. Çünkü bölgedeki tektonik rejim değişti” ifadelerini kullandı.
‘MTA HARİTASINDA AKTİF GÖRÜNÜYOR, AMA BİLİMSEL SAHA VERİLERİ FARKLI’
Savrun Fayı’nın MTA’nın yayımladığı aktif fay haritasında aktif olarak işaretlenmiş olmasının, bazı araştırmacıların yanlış çıkarımlarda bulunmasına yol açtığını ifade eden Prof. Dr. Süleyman Pampal, “Haritaya bakıyorlar, 80 kilometrelik fayı görünce ‘Bu kırılacak ve büyük deprem olacak’ diyorlar. Ancak bu yorumlar, sahadaki bilimsel verilerle uyuşmuyor. Bu konuyu Türkiye Jeoloji Kurultayı’nda iki kez gündeme getirdim, verileriyle anlattım” dedi.
‘DOĞU AKDENİZ’DE YAPI STOKU ZAYIF, ZEMİN ETÜTLERİ YETERSİZ’
Prof. Dr. Süleyman Pampal, Doğu Akdeniz’deki yapılaşma konusunda ciddi uyarılarda bulundu. Bölgedeki yapı stoğunun büyük ölçüde dayanıksız olduğunu belirten Prof. Dr. Pampal, kötü yapılmış betonarme binalar ve yetersiz zemin etütlerinin ciddi risk oluşturduğunu vurguladı.
‘ADANA, 230 KM UZAKLIKTAKİ DEPREMDE 500 CAN KAYBI YAŞADI’
6 Şubat depremlerini örnek gösteren Prof. Dr. Süleyman Pampal, depremin merkez üssüne yaklaşık 230 kilometre uzaklıkta bulunan Adana’da yaklaşık 400’de fazla vatandaşımızın yaşamını yitirdiğini hatırlatarak, “Bu kayıpların temel nedeni kötü betonarme yapılar ve uygun olmayan zeminlerdi” dedi.
Deprem sırasında bazı bölgelerde zemin kaynaklı ivme değerlerinin 4 katına kadar çıktığını belirten Pampal, “Zemin, deprem ivmesini büyüten en önemli etkendir. Sağlam olmayan zemin üzerinde yapılmış kötü yapılar, uzaktaki bir depremi bile ölümcül hale getirebilir” ifadelerini kullandı.
‘BİNALAR OVAYA DOĞRU HIZLA YAYILIYOR, ÇOK DİKKATLİ OLUNMALI’
Doğu Akdeniz’deki şehirleşmenin yanlış alanlara kaydığına da dikkat çeken Prof. Dr. Süleyman Pampal, özellikle Kadirli, Sumbas, Kozan ve Ceyhan çevresinde yapılaşmanın verimli tarım arazileri ve alüvyal zeminler üzerinde hızla arttığını belirtti:
“Sürekli sahada olan biri olarak söylüyorum: Binalar ovanın içine doğru yayılıyor. Bu çok tehlikeli. Zemin etütleri yetersiz, yapı kalitesi düşük, kat sayısı fazla… Bu bölgelerde çok dikkatli olunması gerekiyor. Çok katlı yapılardan uzak durmalıyız.”



